Doğuda bir yerlerde bir köyde...
Sabah televizyon açık, Efe'ye kahvaltı yaptırmaya çalışıyorum. "Şükürler olsun köpük sıktık; kan dökülmeden, silah çekilmeden düğünü tamamladık" dedi birisi. Onlar için ne kadar zor birşeyse artık silah sıkmadan düğün yapmak; şükürler olsun diye dua ediyor. Köylülerin ellerinde köpük makinası var havaya sıkıyorlar, illa bir şey sıkacaklar yani:))) Allahım yarabbim biz nasıl varlıklarız böyle. Heyo!..Heyo!... yaşasın düğün yapıyoruz. Şalvarlı şalvarlı amcaların, abilerin ellerinde köpük makinası sıkıyorlar sağa sola. Gülüyorummm:))) Bakakaldım ekrana. Efe "noldu anne" dedi. Bir an kahvaltı olayından sıyrılıp, doğunun o köyüne gittim tabi. "Hadi oğlum sütünü bitir, hadi oğlum geç kalıyoruzlar.. durdu bir an". Kendi kendime anlamsız bir mutluluk yaşadım. Vay be dedim, isteyince olmayacak bir şey yok:)) "Köpük sıkmışlar oğlum" dedim. Efe'nin arada bir aklına düşüp köpük çıkarttığı şu makina. "Allah allah ne var ki bu kadar şaşıracak, ben hep yapıyorum bunu. Annem bana kahvaltı yaptıracam diye kafayı yedi herhalde" der gibi saf saf baktı çocuğum. Bilmiyor tabi doğuda yaşamanın ne kadar zor olduğunu. Orada kurallar var. Her şeyden önce töre diye tüm kuralları koyan bir sistem var. İnsanlar kendi mantıklarıyla hareket edemiyorlar. Töre ne diyorsa o oluyor. Aile meclisi var mesela. Bir baba kızı ile ilgili kararı kendi veremiyor; aile büyükleri bir araya geliyor, karar veriliyor. Beni derinden etkileyen ise; bir insan için ölüm kararı almaları. Bir ağbey gözünü kırpmadan, yüreği taş kesilmiş bir şekilde bacısını öldürüyor. Niye çünkü namusunu temizliyor, başı dik geziyor...
Ah be oğlum nasıl bir dünyada yaşıyoruz büyüyünce anlayacaksın. Senin oynadığın köpük makinası gibi olsa...
Doğuda kadın olmak çok daha zor. Bir kere okuma şansın yok. Küçük yaşta başlık parası uğruna yaşça büyük birisiyle evlenmen gerekiyor. Niye ailen öyle karar vermiş. Yok yaaa. Doğuda olmadığıma sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Ben şükürler olsun ki orada dünyaya gelmemişim, şükürler olsun ki öyle cahil bir ailem yok. Ama orada yaşayan küçücük yüreklerin ne günahı var. Onlar adına çok üzülüyorum. Sevmeyi bırak kendinden yaşça büyük bir insanla evlendiriyorlar. Sadece düşüncesi bile insanın miğdesini bulandırıyor.
Geçen gün kanalları geziyorum. Muş'un bir köyünde yerel bir televizyon programında 13-14 yaşlarında bir öğrenci konuşuyor, yanındaki öğretmeninden güç alarak. "Biz okumak istiyoruz" diyor ışıl ışıl umut dolu gözlerle. "küçük yaşta evlenmek istemiyoruz, başlık parasına bir eşya gibi satılmak istemiyoruz" diyor. Şaka gibi yemin ederim yok böyle bir şey. "Yok canım hangi yüzyılda yaşıyoruz, öyle şey olur mu?" Oluyor işte onlar daha kaçıncı yüzyıla gelememişler, daha insan nasıl olunur onu öğrenememişler ki yüzyıl yaşasınlar... Bir kere çocuklarını işçi olarak görüyorlar, ne kadar çok çocuk o kadar çok işçi, karın tokluğuna; sonra biraz büyüdümü sat gitsin zengin birine ohhh paraları indir cebe. Bide erkeğim diye dayı dayı geziyor işte bu varlıklar. Şu an onlara bildiğim bütün küfürleri ediyorum işte. Elimden hiç bir şey gelmemesine ayrıca sinir oluyorum. Bu durumu düzeltmeyen, düzeltemeyen yetkililere de küfür ediyorum. Gerçi son yıllarda yapılan güzel şeylerde var. Kız çocuklarını okutmak için kampanyalar filan yapılıyor. İşte ne bileyim ilköğretim sekiz yıla çıktı. Öğretmenler kızlarını okula göndermeyen ailelerle gidip birebir görüşme yapıyorlar...
Bir reklam vardı o reklam da çok etkilemişti beni. Öğretmen sınıfta yoklama yapıyor, isimleri okunanlar burada diyor ama; biri tarlada çalışırken, biri küçük kardeşine bakarken, biri gelinlik giymiş damadı beklerken. Özellikle en sonuncusu; tüylerim diken diken olmuştu ilk izlediğimde; çocuk daha yaaaa. Kafalarınızın içinde ne taşıyorsunuz siz...
Doğuda bayan doktor istiyorlar erkek denilen varlıklar, eşlerini bayan doktora götürmek istiyorlar; amma velakin kızlarını okutmuyorlar. Çok değil yaaa azıcık beyin olsa ya da düşünebilseler; hem okutmayalım hem isteyelim. Oldu olduuu.. allahım yarabbim bak yine gerim gerim gerildimm.
Seninde oğlun/kızın okuyabilir, doktor, hakim, avukat, öğretmen...olabilir. Neden engelliyorsun, emin ol sana kazandırdığı başlık parasından daha çok para kazandırır. Amaç paraysa. Mesela çok iyi bir cerrah olur, o zaman paraya para demezsinn...Hasta olduğun zaman en iyi hastanelerde tedavi olursun. Sen yeterki okutmak iste eyyy doğulu, şalvarlı amcam...Yürekler karalar bağlamasa, kızların umutları-yarınları kaybolmasa. Güzel olmamı yaaaa:(((
Gönüller gülsün yeter.
Sabah televizyon açık, Efe'ye kahvaltı yaptırmaya çalışıyorum. "Şükürler olsun köpük sıktık; kan dökülmeden, silah çekilmeden düğünü tamamladık" dedi birisi. Onlar için ne kadar zor birşeyse artık silah sıkmadan düğün yapmak; şükürler olsun diye dua ediyor. Köylülerin ellerinde köpük makinası var havaya sıkıyorlar, illa bir şey sıkacaklar yani:))) Allahım yarabbim biz nasıl varlıklarız böyle. Heyo!..Heyo!... yaşasın düğün yapıyoruz. Şalvarlı şalvarlı amcaların, abilerin ellerinde köpük makinası sıkıyorlar sağa sola. Gülüyorummm:))) Bakakaldım ekrana. Efe "noldu anne" dedi. Bir an kahvaltı olayından sıyrılıp, doğunun o köyüne gittim tabi. "Hadi oğlum sütünü bitir, hadi oğlum geç kalıyoruzlar.. durdu bir an". Kendi kendime anlamsız bir mutluluk yaşadım. Vay be dedim, isteyince olmayacak bir şey yok:)) "Köpük sıkmışlar oğlum" dedim. Efe'nin arada bir aklına düşüp köpük çıkarttığı şu makina. "Allah allah ne var ki bu kadar şaşıracak, ben hep yapıyorum bunu. Annem bana kahvaltı yaptıracam diye kafayı yedi herhalde" der gibi saf saf baktı çocuğum. Bilmiyor tabi doğuda yaşamanın ne kadar zor olduğunu. Orada kurallar var. Her şeyden önce töre diye tüm kuralları koyan bir sistem var. İnsanlar kendi mantıklarıyla hareket edemiyorlar. Töre ne diyorsa o oluyor. Aile meclisi var mesela. Bir baba kızı ile ilgili kararı kendi veremiyor; aile büyükleri bir araya geliyor, karar veriliyor. Beni derinden etkileyen ise; bir insan için ölüm kararı almaları. Bir ağbey gözünü kırpmadan, yüreği taş kesilmiş bir şekilde bacısını öldürüyor. Niye çünkü namusunu temizliyor, başı dik geziyor...
Ah be oğlum nasıl bir dünyada yaşıyoruz büyüyünce anlayacaksın. Senin oynadığın köpük makinası gibi olsa...
Doğuda kadın olmak çok daha zor. Bir kere okuma şansın yok. Küçük yaşta başlık parası uğruna yaşça büyük birisiyle evlenmen gerekiyor. Niye ailen öyle karar vermiş. Yok yaaa. Doğuda olmadığıma sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Ben şükürler olsun ki orada dünyaya gelmemişim, şükürler olsun ki öyle cahil bir ailem yok. Ama orada yaşayan küçücük yüreklerin ne günahı var. Onlar adına çok üzülüyorum. Sevmeyi bırak kendinden yaşça büyük bir insanla evlendiriyorlar. Sadece düşüncesi bile insanın miğdesini bulandırıyor.
Geçen gün kanalları geziyorum. Muş'un bir köyünde yerel bir televizyon programında 13-14 yaşlarında bir öğrenci konuşuyor, yanındaki öğretmeninden güç alarak. "Biz okumak istiyoruz" diyor ışıl ışıl umut dolu gözlerle. "küçük yaşta evlenmek istemiyoruz, başlık parasına bir eşya gibi satılmak istemiyoruz" diyor. Şaka gibi yemin ederim yok böyle bir şey. "Yok canım hangi yüzyılda yaşıyoruz, öyle şey olur mu?" Oluyor işte onlar daha kaçıncı yüzyıla gelememişler, daha insan nasıl olunur onu öğrenememişler ki yüzyıl yaşasınlar... Bir kere çocuklarını işçi olarak görüyorlar, ne kadar çok çocuk o kadar çok işçi, karın tokluğuna; sonra biraz büyüdümü sat gitsin zengin birine ohhh paraları indir cebe. Bide erkeğim diye dayı dayı geziyor işte bu varlıklar. Şu an onlara bildiğim bütün küfürleri ediyorum işte. Elimden hiç bir şey gelmemesine ayrıca sinir oluyorum. Bu durumu düzeltmeyen, düzeltemeyen yetkililere de küfür ediyorum. Gerçi son yıllarda yapılan güzel şeylerde var. Kız çocuklarını okutmak için kampanyalar filan yapılıyor. İşte ne bileyim ilköğretim sekiz yıla çıktı. Öğretmenler kızlarını okula göndermeyen ailelerle gidip birebir görüşme yapıyorlar...
Bir reklam vardı o reklam da çok etkilemişti beni. Öğretmen sınıfta yoklama yapıyor, isimleri okunanlar burada diyor ama; biri tarlada çalışırken, biri küçük kardeşine bakarken, biri gelinlik giymiş damadı beklerken. Özellikle en sonuncusu; tüylerim diken diken olmuştu ilk izlediğimde; çocuk daha yaaaa. Kafalarınızın içinde ne taşıyorsunuz siz...
Doğuda bayan doktor istiyorlar erkek denilen varlıklar, eşlerini bayan doktora götürmek istiyorlar; amma velakin kızlarını okutmuyorlar. Çok değil yaaa azıcık beyin olsa ya da düşünebilseler; hem okutmayalım hem isteyelim. Oldu olduuu.. allahım yarabbim bak yine gerim gerim gerildimm.
Seninde oğlun/kızın okuyabilir, doktor, hakim, avukat, öğretmen...olabilir. Neden engelliyorsun, emin ol sana kazandırdığı başlık parasından daha çok para kazandırır. Amaç paraysa. Mesela çok iyi bir cerrah olur, o zaman paraya para demezsinn...Hasta olduğun zaman en iyi hastanelerde tedavi olursun. Sen yeterki okutmak iste eyyy doğulu, şalvarlı amcam...Yürekler karalar bağlamasa, kızların umutları-yarınları kaybolmasa. Güzel olmamı yaaaa:(((
Gönüller gülsün yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder