Bayram ne demek ti. İnsanların kalplerindeki çarpıntı, gözlerindeki ışıltıydı. Dumanı tüten bir böreğin tadındaydı bayram. Çocukken oynadığın mahallenin sokaklarıydı bayram. Topladığımız şekerleri saymaktı. Önce çikolataları yemekti bayram. Uzun zamandır görmediğin bir büyüğüne sıkıca sarılmaktı bayram. Sevinçten ağlayan annenin gözyaşıydı bayram. Cümbür cemaat yapılan sabah kahvaltısıydı bayram. Akşam tüm sülalenin toplanıp kahkalar eşliğinde yemeğiydi bayram. Küçük bir çocuğun yüzündeki gülümsemeydi. Tüm harçlıklarımızı sonuna kadar harcamaktı bayram. Çata pat alıp keyiflenmekti. Erkek çocukların kız kaçıran alıp mahallede kızları bağırış çağırış kaçırmasıydı:)) Sıfır km bir ayakkabıydı bayram. Giymeye kıyamadığın kıyafetti. Bir sonraki bayrama sağlıkla kavuşma dileğiydi. Tanıdık tanımadık her kapıyı çalabilmekti. Çocukların hep bir ağızdan "iyi bayramlaaaaaaaaarrrr" demesiydi. Sanki hiç temizlenmemiş gibi iş yapmaktı bayram. Şerbeti yeni dökülmüş tatlıydı.....
Trabzon Maçka'da fındık zamanıydı. Bir kısım bayram öncesi tamamlamış toplama işini, bir kısım bayram sonuna bırakmış. Her evin önünde fındık vardı. Dünyada fındık alanlarının yüzde sekseni ülkemizde bulunuyormuş. Fındığın önemli bir kısmı da ihraç ediliyormuş. Ülke ekonomisine katkıları çokmuş yani. Boş duran insan yok. Yaşlı, genç herkes çalışıyor. Karadeniz insanı çok çalışkan. Bahçelerinde mısır, fasulye, lahana, pazı.. daha bir sürü şey yetişiyor. Yeşilin her tonunu görmek mümkün. Herşey doğal ve taze. Köy hayatı gibi yok valla. Temiz hava her şeye değer. Kendimce bol bol nefes egzersizleri yaptım. Ciğerlerim de bayram etmiştir. Köy hayatı hep cazip gelmiştir bana. Daha sakin, koşturmaca yok. Tamam orda da iş var, çalışma var ama zamanında var. Şehir hayatı bunaltıcı ve yorucu.
Uzun Göl ve Karaca Mağarası görülmeye değerdi. Uzun Göl'e ikinci gidişim, çok seviyorum orayı. Yorucu ve bunaltıcı iş hayatından sonra çok iyi geliyor, dinleniyorum. Çok iyi dinlendim. Hava sisli, yağmur çiseliyor, sessizlik hakim, faytonla gezme imkanı var, bisiklet kiralayabiliyorsun... Karaca Mağarası'na ilk gidişim. Okul yıllarında Coğrafya dersinde kitapta görmüştüm. Yakından görmek, mağaranın içine girmek ayrı bir keyifti. Karaca Mağarası'da onbeşmilyon yılda oluşmuş bir yer. İçinde canlı yaşayamazmış. Tesadüfen çobanlar bulmuş. İçeride resim çekmek yasak; sarkıtlar, dikitler ve sütunlar çok hassas oldukları için izin verilmiyor. Manzara süperdi. Oğlumunda pek hoşuna gitti. Çok ilginç geldi ona. Ertesi gün tekrar gitmek istedi o derece yani.
Gezmenin, tatilin kötüsü olmaz. İyi oldu, bayramlar artık tatilden sayılıyor. Çalışanlar için bayram demek tatil demek. Maraton başladı, bir sene çalış dur. Neyse iş güç olsun, sağlımız yerinde olsun da çalışalım. Çalışan demir pas tutmaz. Işıl ışıl ışıldarız:))))
Sağlıklı günlerimize...
Gezmenin, tatilin kötüsü olmaz. İyi oldu, bayramlar artık tatilden sayılıyor. Çalışanlar için bayram demek tatil demek. Maraton başladı, bir sene çalış dur. Neyse iş güç olsun, sağlımız yerinde olsun da çalışalım. Çalışan demir pas tutmaz. Işıl ışıl ışıldarız:))))
Sağlıklı günlerimize...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder