16 Ağustos 2012 Perşembe

Yeni Yıl, Yeni Yaş

İki hafta önce dördüncü yaşını kutladık biricik oğlumun. Çok eğlenceli geçti. Yeni bir yıl yeni bir yaş. Bir yaş daha büyüdü, allahıma çok şükür bu güzellikleri yaşattığı için. Gün gün büyüyor oğlum. Her gün ayrı bir güzellik katıyor hayatımıza. Hastalıktı, okuldu, iyileşti, ateşi düştü derken bir yılı daha geride bıraktık. Allahım sana nice sağlıklı, başarılı yıllar geçirmeni nasip etsin. 

Normalde çocukların hasta olmasını hiç istemeyiz. Hem kıyamadığımızdan hem de çok mız mız olurlar, ilaç kullanmak gerekir. İlaçların yan etkisi ayrı bir konu. Gel gelelim Efe'nin hastalığına.. Aman yarabbim ilaç içmez, yemek yemez, bir huysuzluk, bir memnuniyetsizlik. Küçücük bir kaşık ilacı içirmek için saatlerce dil döküyorum. Bir elimde su bardağı, bir elimde kaşık ikna etmeye çalışıyorum. Bu arada ilacın saati geçiyor. Tamam güzellikle içmiyorsan zorla içirelim diyorum, babası tutuyor kollarından, ben ağzını (gören çocuğu boğazlıyor sanacak) kaşığı tıkıyoruz zorla. Bu şekilde davranmayı da kendime yakıştıramıyorum, kötü hissediyorum. Aynı şeyi biri bana yapsa ne kötü. Ama ne yapayım güzel çocuğum hastasın işte. Neyse siz bana zorla içirirmisiniz ilacı el mi yaman bey mi yaman diyip hooop çıkartıyor olduğu gibi. Elimiz ayağımız şurup içinde kalıyoruz kocacığımla. Annem hep şöyle der; "çok mu uğraştınız bu çocuğu yapmak için" töğbe töğbe ne dersin. Güler misin, ağlar mısın. Bunun kılavuzu var da biz mi okumadık acep??? Güzel huylu çocuk nasıl yapılır??? Okuldaki rehberlik öğretmenine sordum. Aman hocam, caaaanım hocam bana yardım edin. İlaç içiremiyorum dedim. "Doktoruna söyleyin o konuşsun" dedi. İnşallah hasta olmaz diyerek bundan sonra, doktooor civanım, doktor doktor civanım diyerek gideriz artık:))

Beslenme konusunda da sıkıntılarım var ama ben bunlara kendimce çözümler bulmaya çalışıyorum. Yemediği şeyleri sevdiği yiyeceklerin içine katıp yedirmeye ve kendimi bu konuda iyi hissetmeye çalışıyorum. Geçenlerde puding istedi ve birlikte pişirdik. Kuru üzümleri doğrayıp içine kattım. Önceden de ne olduğunu sorarsa "minik çikolatalar derim dedim kendi kendime:"))) Yemeye başladı çok mutlu oldu tabi. Bir iki kaşık aldıktan sonra "annecim bunun içine üzümleyi sen mi koydun, ben bunu yemiyoyum" dedi.:( Böylelikle bu buluşta işe yaramadı. İçinde üzüm olmayan diğer tabağı getirdim ve onu büyük bir iştahla yedi. Afiyet şeker olsun oğluma:))) Ama benim tek amacım sağlıklı olması ve sağlıklı beslenmesi.

Geçtiğimiz hafta amcam ameliyat için köyden gelmiş, oğlunda kalıyor, bizde geçmiş olsuna akraba ziyaretine gittik. Kızları, torunları kalabalık bir ortam hoş sohbet güzel vakit geçirdik. Efe'nin kanal krizi tutana kadar. İzlediği çocuk kanallarından bir tanesi onların televizyonunda yok. Olmasıda gerekmiyor. "Ben kanayımı istiyoyum" diyor daha bir şey demiyor. Hop oturup hop kalkıyor. konuşmaya çalışıyorum yok. "Ben kanayımı istiyorum". "Yok oğlum yok", ama nafile. Artık ilgilenmiyorum. Bu sefer gözümün önüne gelip ağlıyor. Tam dayaklık. Ama yapamam, yapmamam gerekir. Sabrediyorum, çözüm bulmaya çalışıyorum. Amcam yazık diğer odadan kalktı geldi. Çocuklardan birine bir şey oldu sanmış, sağolsun Efe ortalığı birbirine katınca... Yok bir şey amca dedim, kanalını istiyor. "Bir daha geldiğinizde çocuğun kanalınıda getirin, neyse o dedi" Hay allahım amca sen çok yaşa biz koptuk tabi.:))) Efe'yi bir şekilde diğer odaya götürmeyi başardım. Bilgisayarda oyun açtık ve kanal olayını unuttu. Akşam eve geldiğinde hemen istediği kanalı açtı.

Dördüncü yaşımızıda bu şekilde geçiriyoruz. Ağlama ve tutturma krizleri. Bakalım beşinci yaşımıza geldiğimizde ne halde olacağız; daha mı iyi yoksa daha mı kötü. Hayırlısıyla, sağlıkla büyütmek dileğiyle nice nice sağlıklı yaşlara oğluşum...

Aklı başında, bilinçli, başarılı, hoş görülü, saygılı, hakkını arayan, sevgi dolu, çalışkan, azimli, yardım sever, merhametli, içi dışı bir, dürüst, sabırlı, iradeli, inançlı, umut dolu olman ümidiyle yeni yaşın hepimize kutlu, mutlu olsun canım oğlum..:))) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder